Adı Ergen
- Ergen Akıl Almaktan Değil, Akıl Vermekten Hoşlanır
- Ergen, delikanlıdır...
Kendini delikanlı gibi görmek ister. Ya da genç bir hanımefendi gibi alınıp salınmak ister…
O, kendine değer verildikçe mutlu olur… Bir iş becerdikçe, kendini değerli hisseder…
Yapacağı işi kendisi planlamaya çalışır… Yapacağına inanır… Ergene, bir iş yaparken karışmak, akıl vermek, onu “iş esnasında” eleştirmek, doğru bir davranış değildir…
Ergenin güveni, kendi işini “acemice de olsa” kendi yaptıkça oluşur… O bir işi yaparken, akıl almaktan değil, akıl vermekten hoşlanır…
Buna fırsat verilmeli ki, ergen kendini güven duygusu ile geliştirebilsin…
Ergenin fıtratında sessizlik yoktur…
O deli kanlıdır… Kanın en deli dolu aktığı dönemdedir…
Bir o yana koşar, bir bu yana, heyecan duyar… Bundandır ki ergenlik döneminde gençlerin biraz çılgın, biraz hırçın olması normaldir… Bu sayede içini boşaltır ergen, öfke biriktirmez…
Ne zaman ki, ergen içini dışa vuramaz, öfkesini yutar kalırsa, işte bu tehlikelidir…
Zira bastırılan duygu düzene girmez… Düzene girmeyen duygunun yönetilmesi zordur…
Ebeveynler ergen çocuklarının “biraz deli dolu” olmalarına tebessümle göz yummalıdır ki, duygularını düzenlemelerine fırsat versinler…
Ergenin Sessizleşmesi Her Zaman Olgunlaştığının Değil, Çoğu Zaman Bunaltısının İşaretidir
Sessizlik ergenin doğasına aykırıdır.
Garip garip duyguların açığa vurulduğu dönemdir ergenlik dönemi…
Sevgisiyle… öfkesiyle... Bir ergenin ufak tefek çatışmaları, bazen agresifleşip hırçınlaşması normal olabilir belki. Ancak, odasına kapanıp kimseyle konuşmak istememesi… toplum içinde sessizliğe bürünmesi… sürekli müzik dinleyip televizyon izlemesi “acaba ne oluyor?” sorusunu da beraberinde getirmelidir…
Ergenler problemlerini çözecek bir duygusal yakın bulamadıklarında içlerine kapanır ve sessizleşirler…
Ergen sessizleştiğinde, onunla baş başa sohbet etmek için fırsatlar oluşturulmalıdır…
Pedagog Adem Güneş (Bu yazı, yazarın “Ergenlik Döneminde 100 Temel Kural” adlı kitabından alınmıştır.)