Buradaki okuma kılavuzumuzla öğrencilerinizle birlikte, klasik eserlerden Binbir Gece Masalları'nın incelemesini yapabilirsiniz.
Eser Hakkında
“Binbir Gece” Adı Nereden Gelir?
Binbir Gece Masalları, bir çerçeve hikâye içine yerleştirilmiş olarak anlatılagelmiştir. Bu kitapta okuduğunuz masallar aslında ana kahraman Şehrazat’ın anlattığı masallardır. Şahzaman ve Şehriyar, eşleri tarafından aldatıldıkları için kadınlara olan güvenlerini kaybetmiş iki hükümdardır. Bu yüzden intikam almak isteyen Şehriyar, her gün yeni bir kızla evlenir ve ertesi gün boynunu vurdurur. Üç yıl içinde ülkesinde evlenecek kimse kalmaz; sadece vezirin kızları Şehrazat ve Dünyazat vardır. Büyük kız Şehrazat kendini feda eder; kardeşiyle kendi canını kurtaracak bir plan da hazırladıktan sonra hükümdarla evlenir. Gerdek gecesi, kardeşi Dünyazat ile görüşme izni alır. Dünyazat da ablasından masal anlatmasını ister. İşte plan budur. Şehrazat sabaha kadar masal anlatır ve masalı en heyecanlı yerinde keser. Masalın sonunu merak eden hükümdar, idamı hep bir sonraki güne erteler. Bu hep böyle devam eder. Binbir gece boyunca.
Masalların Kaynağı
Dünyada en çok tanınan Arapça metinlerden biri olarak bilinen Binbir Gece Masalları’nı kim yazdı? Bu sorunun kesin bir cevabı yoktur. Bu yüzden de bugün bu masallar “anonim” kabul edilir.
Masalların 1814’teki bir baskısını hazırlayan Şirvanî, bu baskının ön sözünde, masalların yazarının Şam bölgesinden bir Arap olduğunu ve bu masalları Arapça öğrenenlerin dillerine akıcılık kazandırmak için yazdığını belirtir. Bununla birlikte masalların yazarının Abbasi Dönemi’nde yaşamış Esmâi adlı bir kişi olduğu ve masallara Binbir Gece (Elf Leyle ve Leyle) adının onun tarafından verildiği de ileri sürülür. Bir başka iddiaya göre de masalların yazarı birden fazladır.
Kimilerine göre masallar Arap, Rum ve İran diyarının gece eğlencelerinde anlatılanların derlemesidir. Bayram geceleri kahve kahve dolaşan meddahlar tarafından yayılmıştır. Masalların kaynağı olarak 9.yy’a kadar dayanan Hezâr Efsane (Bin Masal) adlı, Hint kökenli İran masalları da kabul edilir.
Masallarla ilgili en eski yazılı kaynağın 9.yy’a ait olan Bin Geceyle İlgili Kitap adlı yazma olduğu, 1949’da Nebihe Âbud adlı bir araştırmacı tarafından ortaya konmuştur. Yine de masalların derli toplu bir yazılı kopyası araştırıldığında gidilebilen en eski tarih 13.yy, Memlukler Dönemi’dir. Pek çok farklı el yazması derlemesi bulunan masallar tek kaynaktan doğmuş olsa da, yazıya geçene kadar başından geçen türlü maceralar sonucunda farklı farklı şekillerde kaleme alınmıştır.
Türkçede Binbir Gece Masalları
Fransızcadan Urducaya, Boşnakçadan İsveççeye dünyanın neredeyse bütün dillerine çevrilen Binbir Gece Masalları’nın Türkçedeki macerasına bakalım.
Masalların dilimize yapılmış en eski çevirilerinden biri, II. Murad zamanında Abdî adlı bir tercümanın yaptığıdır. Bu çevirinin bugün dört kopyası bulunmaktadır. Hevesî adlı bir şairin yaptığı bir başka eski çevirinin ise ne yazık ki bugün elimizde bir kopyası yoktur.
Günümüze kadar Ahmet Nazif ve Selami Münir Yurdatap başta olmak üzere pek çok çevirmenin dilimize aktardığı masallar, yakın bir zamana kadar genellikle küçük seçkiler hâlinde yayımlanmıştır.
Âlim Şerif Onaran, Joseph Charles Mardrus’un 1899-1904 arasında yaptığı ve masalların tamamını kapsayan on altı ciltlik Fransızca çevirisini esas alarak eserin diğer çeviri ve baskılarıyla da karşılaştırmalar yaparak Binbir Gece Masalları’nı ilk defa tam olarak dilimize aktarmış ve bu çalışma Afa Yayınları tarafından yine 16 cilt hâlinde okuyucuya sunulmuştu. Bugün, bu çevirinin gözden geçirilmiş, notlar ve açıklamalarla zenginleştirilmiş şekli, Yapı Kredi Yayınları tarafından yayımlanmaktadır.
Masalların İlham Verdiği...
• Ünlü romancı Stendhal, iki kitabı unutmak isteyip de her yıl yeniden okumaktan kendini alamadığını söyler. Bunlar Don Kişot ve Binbir Gece Masalları’dır.
• Oscar Wilde ve Andersen, masal yazarken Binbir Gece’den ilham almışlardır.
• “Arabistanlı Lawrence” diye bilinen I. Dünya Savaşı’nda Arap ülkelerinde görev yapan ünlü İngiliz casusu Thomas Edward Lawrence, Orta Doğu ülkelerine duyduğu ilgiyi Binbir Gece Masalları’na borçlu olduğunu anılarında anlatmıştır.
• Rus besteci Nikolai Rimsky-Korsakov’un 1888 tarihli, “Şehrazad” adlı bir bestesi vardır. Parça dört masaldan esinlenmiştir: “Deniz ve Sinbad’in Gemisi”, “Kalender Prens”, “Genç Prens ve Prenses” ve “Bağdat’ta Şenlik”.
• Ünlü çocuk klasiği Güliver’in Gezileri’nin yazarı Jonathan Swift de, bu eseri kaleme alırken Binbir Gece’nin ünlü kahramanı Sinbad’ın maceralarından ilham almıştır.
Uyarlamalar
Sinema tarihinde Binbir Gece Masalları’nın o kadar çok uyarlaması vardır ki... Kimi TV dizisi ya da filmi, kimi sinema filmi, kimi de çizgi filmdir. Özellikle “Sinbad”, “Ali Baba ve Kırk Haramiler”, “Alaaddin ve Sihirli Lambası” defalarca sinemaya uyarlanmıştır. Bu uyarlamaların bir kısmı animasyondur.
Walt Disney’in 1992 tarihli Aladdin’i, bunların en bilinenidir. Bir de, ünlü çizgi karakter Scooby-Doo’nun 1994 tarihli Scooby-Doo Arap Gecelerinde (Scooby-Doo in Arabian Nights) ve Temel Reis ile Ali Baba’yı karşılaştıran 1937 tarihli bir yapım da vardır. Bu iki örnek, kolaylıkla, masalların ne kadar büyük ilham kaynağı olduğunu anlamamızı sağlayabilir.
Yeşilçam’a bakacak olursak önemli yapımcılardan Berker İnanoğlu’nun projesi olan, 1971 tarihli Ali Baba ve Kırk Haramiler karşımıza çıkar. Yönetmeni Nuri Ö. Ergün, senaristi ise Vecdi Uygun’dur. Ali Baba’yı Sadri Alışık canlandırmıştır. Filmde Ali Baba’nın ve kırk haramilerin söylediği şarkılar çok keyiflidir. “Vah zavallı Ali Baba / Kâr etmiyor hiçbir çaba / Ali Baba her gece aç yattı” şarkısını söyleyerek ormanda eşeği ile dolaşan Sadri Alışık’ı; reislerini Yeşilçam’ın meşhur “kötü” karakter oyuncusu Erol Taş’ın canlandırdığı kırk haramilerin “Asmak, kesmek, kelle uçurmak / Hırsızlıktan altın vurmak!” diyen ürkütücü şarkılarıyla mağaralarına girişlerini unutmak mümkün değildir. Bu güzel filmi internet ortamında rahatlıkla bulabilir, izleyebilirsiniz.
📕 Özel Sözlük
Alazlanmak: Alevlenmek, tutuşmak.
Amber: Amber balığından çıkarılan güzel kokulu, kül renginde bir madde.
Atıf: Bir başka metinden unsurlar kullanarak onu hatırlatmak.
Avadanlık: Araç, gereç kutusu.
Ayartı: Ayartma.
Azık: Gereken yiyecek ve içecek şeyler, nevale.
Basiret: Gerçekleri yanılmadan görebilme yeteneği, uzağı görüş, seziş, uyanıklık, anlayış, kavrayış.
Bedevi: Çölde, çadırda yaşayan göçebe.
Bertaraf etmek: Gidermek, kaldırmak.
Bilinçdışı: İnsan ruhunun, baskı altında tutulan isteklerle bunlara bağlı düşüncelerden oluşan ve bilince ulaşamayan bölümü.
Cıva: Donma noktası -38,8 °C olduğundan, normal sıcaklıkta sıvı olarak bulunan, gümüş renginde bir element.
Çenek: Tohumda embriyoyu kaplayan etli bölüm.
Çırpıştırma: Çarçabuk, özensiz ve üstünkörü yapılan iş.
Debdebe: Görkem.
Dehliz: Üstü kapalı, dar ve uzun geçit.
Denizgülü: Mercanlar sınıfından dokunaçları kısa bir tür hayvan.
Diba: Altın ve gümüş işlemeli bir tür ipek kumaş.
Dirgen: Genellikle harmanda sapları yaymaya yarayan demirden, çatallı bir tarım aracı, diren.
Divan: Yüksek düzeydeki devlet adamlarının kurduğu büyük meclis.
Drama: Sahnede oynanmak için yazılmış oyun, dram.
Fersah: Yaklaşık 5 kilometrelik bir uzaklık ölçüsü.
Günlük: Tütsü için kullanılan bir çeşit ağaç sakızı.
Halef: Birinin ardından gelip onun makamına geçen kimse.
Havai: Ciddi olmayan, uçarı.
Hematit: Kan taşı.
Itır: Güzel koku.
İhtiyat: Herhangi bir konuda ileriyi düşünerek ölçülü davranma, sakınma.
İlenmek: Birinin kötü bir duruma düşmesi dileğini gönlünden geçirmek veya açıkça söylemek, beddua etmek.
İnayet: İyilik, ihsan, lütuf.
İşret: İçki içme.
Kâfur: Çok beyaz; kâfur ağacından elde edilen, hekimlikte kullanılan, beyaz ve yarı saydam, kolaylıkla parçalanan, güzel kokulu bir madde.
Kasır: Köşk.
Kaşmir: İnce, sık bir tür yün.
Kavil: Söz.
Kerevet: Üzerine şilte serilerek yatmaya veya oturmaya yarayan, duvara bitişik, ayakları olan, tahtadan sedir.
Kinaye: Düşünüleni dolaylı olarak anlatan söz.
Kolektif: Birçok kimseyi veya nesneyi içine alan, birçok kişi ve nesnenin bir araya gelmesi sonucu olan.
Kukuleta: Yağmur, soğuk vb. dış etkilere karşı başa geçirilen, giysiye dikili veya ayrı olarak kullanılan başlık.
Lonca: Belli bir iş kolunda usta, kalfa ve çırakları içine alan dernek.
Maiyet: Üst görevlinin yanında bulunan kimseler, alt kademedekiler.
Mağrur: Gururlu, kibirli, kendini beğenmiş.
Mahir: Becerikli, yetenekli.
Mahmuz: Çizmenin, potinin arkasına takılan ve binek hayvanlarını dürtüp hızlandırmaya yarayan demir veya çelik parça.
Mahmuzlamak: Hızlanması için hayvanı mahmuzla dürtmek.
Mehir: Evlenme muamelesinde erkek tarafından kadına verilen nikâh bedeli.
Meşin: İşlenmiş koyun derisi.
Mevkip: Kafile, alay, cemaat.
Musalla taşı: Camilerde cenaze namazı kılınırken tabutun üstüne yerleştirildiği taş.
Muslin: Sık dokunmuş, parlak, ince, yumuşak bir tür kumaş.
Muştulu: Müjdeli.
Müneccim: Yıldız falcısı.
Müreffeh: Refah ve varlık içinde yaşayan.
Müstahak: Layık.
Peyda olmak: Ortaya çıkmak; açıklık kazanmak.
Peyke: Genellikle eski iş yerlerinde bulunan, duvara bitişik, alçak, tahta sedir.
Pota: İçinde maden eritilen kap.
Rakkase: Dansçı kadın.
Safdil: Kolayca aldatılan, saf kimse.
Safran: Bazı yiyecek ve içeceklere tat, koku ve sarı renk vermekte
kullanılan bitki.
Sebatkâr: Sözünden veya kararlarından dönmeyen.
Sirayet: Yayılma, dağılma.
Şad: Sevimli, neşeli.
Şatafat: Görkem.
Şilte: Üstünde oturulan, yatılan, içi yünle, pamukla doldurulmuş döşek.
Tahkiye: Bir olayı anlatmadaki düzen, anlatış düzeni.
Taraça: Teras.
Tazmin: Zararı ödeme.
Temaşa: Hoşlanarak bakma, seyretme.
Tımar: Binek hayvanlarının kıllarını, derisini temizleme.
Tırıs: Atın kısa adımlarla hızlı yürüyüşü.
Tiryak: Bitkisel, hayvansal ve madensel maddelerin karışımından yapılan macun.
Urba: Giysi.
Üzengi: Eyerin iki yanında asılı bulunan ve hayvana binildiğinde ayakların basılmasına yarayan, altı düz demir halka.
Vakur: Ağırbaşlı, onurlu.
Binbir Gece Masalları’nda Birbirinden Değerli Taşların / Mücevherlerin Adına Çok Sık Rastlarız:
Akik: Mühür vb. yapmakta kullanılan, türlü renklerde, yarı saydam, parlak ve değerli bir taş; yüzük taşı.
Cevahir: Elmas, yakut vb. değerli taşlar, mücevher.
Firuze: Küpe ve yüzük taşı gibi süslemede kullanılan, mavi renkli taş.
Granit: Türlü renkte, billursu, çok sert bir tür kayaç.
Kehribar: Süs eşyası yapımında kullanılan, açık sarıdan kızıla kadar türlü renklerde, yarı saydam, kolay kırılır ve bir yere hızlıca sürtüldüğünde hafif cisimleri kendine çeken, fosilleşmiş reçine.
Lal: Parlak kırmızı renkte, billurlaşmış, saydam bir alüminyum oksidi olan değerli bir taş.
Somaki: Kızıl veya yeşil renkte, damarlı ve çok sert mermer.
Turmalin: Güzel renkli olanları mücevherlerde kullanılan bir tür taş.
Zebercet: Zümrütten daha açık yeşil olan, zümrüt kadar değerli olmayan bir süs taşı.
🤔 Düşündürücü Sorular
1) Sizi en çok şaşırtan son, hangi masalınkidir? Neden?
2) Bittiğinde memnun olmadığınız, “Keşke şöyle olsaydı...” dediğiniz bir masal oldu mu?
3) “Ali Baba ve Kırk Haramiler”de,
• Neden Kasım altınların peşine düşünce hemen cezasını bulur da Ali Baba’nın başına bir şey gelmez?
• Ali Baba neden altınları almakta bir sakınca görmez?
4) “Alaaddin ve Sihirli Lambası”nda,
• Mağripli’nin peşine düştüğü hazine, ancak Alaaddin’in alabileceği bir hazineydi. Babasının ölümünden sonra hiç sorumluluk almayan, aylak Alaaddin için, sizce neden bir hazine ayrılmış olsun? Yorumlayınız.
• Alaaddin, lambanın cini sayesinde elde ettiklerini kolay korumuş mudur?
• Alaaddin’in kişiliği neden sonra, nasıl değişmeye başlamıştır?
• Sultan Alaaddin’i neden sever?
Etkinlikler
1) Masallardan, daha önce duymadığınız neler öğrendiniz? Bitki ya da hayvan adları, meslek, para birimi vs. Herhangi bir şey olabilir. Bunları not ediniz. İçlerinden en çok ilginizi çekeni detaylı araştırıp hakkında bir paragraf yazınız. Sınıfta arkadaşlarınızla paylaşınız.
2) Bu kitaptakiler arasında, daha önce okuduğunuz ya da dinlediğiniz bir masal var mı? Peki, buradakiyle sizin duyduğunuz arasında fark var mı? Eğer varsa, benzerlikleri ve farklılıkları listeleyiniz.
3) Masallarda adı geçen büyülü nesnelerden hangisi sizin olsun? Ondan ne dilerdiniz? Kendinizi masal kahramanlarının yerine koyarak küçük bir hayal kurun. Sonra sınıfta bunları birbirinize anlatabilirsiniz.
4) Bir gün evinizdeki bir eşyanızın sihirli olduğunu fark edeceksiniz, diyelim. Bu hangi eşyanız olurdu? Neden? Aşağıdaki cümleyle başlayan kısa bir parça yazınız.
“Bence bizim .... sihirli. Çünkü...”
Kaynakça
Karataş, Yusuf, “Binbir Gece Masalları Üzerinde Bir Uygulama”, Yayımlanmamış Doktora Tezi, Gazi Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Arapça Öğretmenliği Bilim Dalı, Ankara, 2008
Tülücü, Süleyman, “Binbir Gece Masalları Üzerine”, Atatürk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, s.22, Erzurum, 2004