kehribar-gecidi-9786050838091 (1)-301220211234.jpg

Kehribar Geçidi

  • 30.12.2021
  • 2 dakika
  • 672 Okunma
  • 0 Yorum

Nazan Bekiroğlu'nun uzunca bir aranın ardından yayımladığı yeni romanı Kehribar Geçidi, Roma ve "yedi uyurlar" temaları üzerinden insanın güç, iktidar ve ihtişam karşısındaki hallerini, içine kodlanmış vicdanın sesini duyanların ve duyamayanların serencamını, adaletin ve vicdanın saf inançla derin bağını sorgulatan bir anlatı ortaya koyuyor.

Arka kapak

Kusurlu bir sikke elden ele, keseden keseye geçerek bütün Roma’yı nasıl dolaşır?

Hikâyeyi hikâyeye, yolu yolcuya, rüyayı rüyete, yedi kişiyi erdemli bir köpeğe nasıl bağlar?

Gölgelerin mağarasına dönen haberci her defasında niye taşlanır?

Kehribar Geçidi, MS 300’lü yıllarda İmparator Diocletianus Roma’sında bu sorulara cevap arıyor.

Okuyucularını Forum’un, Colosseum’un, Senato’nun, Tiber ırmağının, Şifa Tapınağı’nın, sonradan kaybedilmiş veya hiç edinilmemiş özgürlüklerin, hitabetin, yazmaların, lâhitlerin, şifalı otların, kurtların kuşların, dağların, en dehşetli dövüşlerin, toga picta’nın ve dikenli deniz salyangozlarının arasında uzun bir yolculuğa davet ediyor.

Berrak fakat derin dili, karakterlerinin canlılığı, olaylarının sürükleyiciliği, dönemsel detaylarının zenginliği, can yakıcı meselelerinin her daim geçerliliği ile tarihin özel bir noktasından çekip çıkarılmış olsa da evrensel insanlık hallerine dair söyleyecek sözü olan destansı bir başyapıt. Sekiz yıllık bir emeğin sonucu. 

“Sanki ölmüşüz de bu dünyadaki günlerimizi anarak konuşuyoruz seninle. Sanki bu dünyadaki yaşamımız bitmiş de biri, bütün dertlerimize dönüp şöyle bir bakalım diye omuzumuzu okşar gibi. Bitti artık, geçti, der gibi.” 

 

Editörün görüşü
Nazan Bekiroğlu'nun uzunca bir aranın ardından yayımladığı yeni romanı Kehribar Geçidi, Roma ve "yedi uyurlar" temaları üzerinden insanın güç, iktidar ve ihtişam karşısındaki hallerini, içine kodlanmış vicdanın sesini duyanların ve duyamayanların serencamını, adaletin ve vicdanın saf inançla derin bağını sorgulatan bir anlatı ortaya koyuyor. Roma üzerinden bir insanlık tarihi ve insanlık durumları okuması sunan roman aynı zamanda incelikle işlenmiş detaylarıyla Roma İmparatorluğu'nun toplumsal, siyasal ve dinsel öğelerini de ustalıkla resmediyor.
 
En önemli cümle
Gün gelir hissetmediğin acının da hesabı senden sorulur. Kalbimden sorumsuzum sanma.
 
Bu kitap neden önemli
Nazan Bekiroğlu Kehribar Geçidi'nde hem İslam hem Hristiyan kültürlerinde yer bulan "yedi uyurlar" anlatısı ve Roma İmparatorluğu'nun dağılmadan önceki son yüzyılı üzerine bir roman kurguluyor. M. S. 300-600 yılları arasının Roma'sının siyasi ve dini atmosferini, İmparatorluğun üzerinde yükseldiği dayanak noktalarını, ihtişamın ve şiddetin eriştiği zirveleri, Hz. İsa'nın ilk dönem takipçilerinin saf inancıyla kurumsallaşmış dinin çatışmasını, Paganizm ve Hıristiyanlık arasındaki alışverişi, insanoğlunun dünyayla ve güçle imtihanını anlatan çok katmanlı ve çok zengin bir roman. Roma'nın zulmünden kaçıp sığındıkları mağarada dünyanın en uzun uykusuna dalan yedi kişi ve köpekleri Kehribar'ın şahitlikleri; okura Roma'nın zamanıyla romanın yazıldığı zaman arasında ilginç bağlar kurduruyor.